John Fante hakkında

Fante okurken durgun bir su üzerinde yürür gibi hissedersiniz. Küfür eder, nefret eder, açık ve anlaşılır bir şekilde yazar, durgun bir suda kayığın yavaşça ilerlemesi gibi Fante’yi okurken nereye gideceğini düşünmezsiniz hikayenin. Onun umutsuzluklarında, umutsuzluklarının içindeki yaşama sevincinde, nefreti, saplantısı ve kaygısızlığı içinde kaybolursunuz. Fante’de baharın gelişini de, bir kadının sokaktan geçişini de aynı yoğunlukta hissedersiniz. Amerikadaki italyanları, umutsuz yazarları, duvar boyacılarını, dinine bağlı o anneyi, alçı ustalarını gözünüzle görürsünüz sanki. Ben Fante’nin türkçeye çevirilen külliyatını okudum. Onun bir kitabını okuduktan sonra tek bir his vardır içimde; bu kitabı baştan bir daha okuyayım.

İstanbul’dan geldikten sonra okumadığım son iki kitabı da yanımda getirmiştim. Roma’nın Batısı ve Los Angeles Yolu. Kitaplardan bir tanesini sahilde piknik yaptığım gün okudum, sonra keyifle uyudum. Bir tanesini de Porto’ya gidip gelirken metroda ve kahvecide okudum.
porto blog blogger picnic

3 Replies to “John Fante hakkında”

  1. bir de avi pardo’yu anmalıyım…o nefis çevirilerin sahibi….ne fante ne bukovski pardo olmasa bu denli leziz olamazdı sanırım..

    1. Özellikle Avi Pardo’yu anmak gerek kesinlikle, haklısın. Bana Toza Sor’u da Aylin vermişti. Tanıştığıma bu kadar memnun olduğum başka bir yazar yok herhalde. Kg teşekkür ederim yorumların için. (Daha uzun yazmaya çalışıcam.)

  2. fante’nin ”toza sor” u mail adresimdir.bandini ‘nin mojave çölüne çıkmak üzere iken ki ruh hali benim daim ruh halimdir…aklımda hep ,’marazi piyanist ‘ rakibim….(keşke daha uzun yazsaydın nazlı…ilk fotografı da çalıyorum , masaüstü fotografı yaparım..)

Leave a Reply to probisnaz Cancel reply