Neden yazıyorum?

Öğleden sonra meydanı hızlı hızlı yürüyerek geçtim. Tanıdık sesler, simitçiler ve öğrenciler vardı. Bir hikaye anlatabilmek için gördüklerinden fazlasına ihtiyacın var dedi. Dedim. Bir ses ile konuşuyordum kafamda. Bana her zaman bir şeyler söyleyen bir ses. Hangimiz haklıydık hiç bilmiyorum. Köşedeki fırına uğrayıp taze olmadığına emin olduğum keklerden aldım. Her şey taze ve güzel görünüyordu. […]

Anne,

Ben seni anne olmadan önce anladım anne. Biraz önce konuştuk seninle. Kapattım telefonu, canım sıkıldı biraz ama aldırmadım, keşke düşündüğüm kadar hızlı yazabilsem, yukarı gidip tuvaletimi yaptım. Aslında vazgeçmiştim ama fasülyeleri kavurmaya başladım. Seni düşünerek. Bir an düşündüm, gecenin bir körü fasülye kavuruyorum, eğer yanımda biri olsaydı, yani Tiago yukarıda uyumuyor olsaydı, ona da tattırıdım, […]

”Berlin Tam Bir Saçmalık” 2

berlin blog

Berlin’den ucuza aldığım filmlerin çoğunu da Berlin’de harcadım. Bunlar tab ettirdiklerimden bazıları. Bu arada gezegenler yer değiştirdi, dünyada yangınlar, felaketler, okyanusun kenarından yürüyünce sertleşen rüzgarlar çıktı, mümkün olduğunca kalabalık akşam yemekleri yemeye, kendimi dinlemeye, korkuları uzak tutmaya, bol bol yüzmeye çalıştım. Sakin kalınca, evrenin de sizi dinlemeye başladığını fark ediyorsunuz. Bundan iki hafta önce, kanlı […]

”Ve yüzlerimiz, kalbim fotoğraflar kadar kısa ömürlü”

Fotoğrafların bazıları 2014 e kadar gidiyor. Portekiz’e ilk geldiğim kış, dağlar, gün batımları, köprüler ve nehirler. Bu fotoğrafların hepsini farklı filmler kullanarak çektim, Canon AE-1 kullandım, hala kullanıyorum, işin aslı evde bir ton bastırdığım ama bir yerlerde paylaşmadığım fotoğraflar var. Hepsini çektiğim anı hatırlıyorum, çoğunu çekmeden önce iki kez düşündüm çünkü. ”Ağaçların varlığı bir dostluk […]

2017

Kişisel olarak dünyayı şaşırtma gereksinimim olmadı hiç. Böyle yazmış Tim Parks, ne zaman bilmiyorum. Ben geçen sene bu cümleyi okuduğumdan beri şöyle düşünüyorum, aaa benim de kişisel olarak dünyayı şaşırtma gereksinimim olmadı. Hiç diyemem ama uzun bir süredir. Uzun bir süredir dediğim, başka bir yerde yaşamaya başlayınca, bilindik sesleri uzaktan bir daha düşününce kafamda, kendime […]

Sabah üzerine

blog blogger porbisnaz

Yataktan kalkar kalkmaz sabah mahmurluğuyla güneş bugün nasıl doğmuş diye hemen terasa çıkıyorum, çamaşırları toplamışım ama çoraplar hala askıda, üşenmişim, ıslaklar. Yerlerde damla damla, sabahın serinliği yüzüme en çok da ayaklarıma vuruyor. Güneş sağ tarafta, uzaktan belli belirsiz görünen köprünün üzerinden doğacak. Bekliyorum. Çiçekler de uykulu, üşümüşler gibi, ben de üşüyorum, şu hamağı şuradan kaldırayım […]

Üzüntü, Muz kabuğu ve J.D. SALINGER

Kötü giden bir günün sonunda bazen de iyi uyanmadığım sabahlarda başucumda hep Salinger vardı. Bir kitabı okuyup bitirmek diye bir şey olmadığını düşünürüm, kitap sizinle birlikte yaşar. Kitaptan bir cümle, sizi korkutan bir satır, sizi üzen, duygulandıran, bir şeyler hissettiren bir satır hep yanınızda kalır. Unuttuğunuzu düşündüğünüz bir köşede. Aklınızın. Yaklaşık on senedir Seymour, Esme, […]

El yapımı defter

Bugün artık birçok mağazada binlerce defter seçeneği var. Ama bazen istediğiniz kapak, istediğiniz sayfa gramı, istediğiniz tasarım bir arada olmayabiliyor. İstediğiniz malzemeleri seçerek defter yapmak mümkün. Yaklaşık iki sene önce Tiago ile birlikte Susana Gomes’in workshop atölyesinde defter yapmayı öğrenmiştik. Susana 2011’den beri arkadaşıyla birlikte kurduğu bu markayı -şimdi tek başına- yönetiyor. Portekiz paternleri, illüstrasyonları […]

Ben de

Günleri, yılları, bozuk eurolarla türk liralarını, çektiğim fotoğrafları, çöpe atmak için ayırdığım plastikleri ve kağıtları birbirine karıştıyorum. Bazen ikibinonbeş sanki şurada duruyor gibi geliyor, bir bakıyorum onyedi olmuş. İçimden geçen cümleleri birbirine karıştırıyorum, kahveyi sütle karıştıyorum ama şekersiz. Garip ayrıntılarını hayatımın, garip olmayan gerçeklerle karıştırıyorum. Yorganları havlularla yıkayıp, kelimeleri aklımda kaldığıyla yazıyorum. Çiçeklerin toprağına haşladığım […]

Motivasyonunuzu nasıl alırdınız?

Evde kahve makinem yok. Kahvemi sütlü içerim ve bardağın üstünde köpükleri görmek hoşuma gider. Laptopumu ve telefonumu alıp terliklerle evin köşesindeki kahveye gidiyorum. Uma meia de leite, por favor diyorum. Bugün motivasyonum yüksek. Nereden geldi, ne zaman gider bilmiyorum. Düşündüm ki herhangibir işe başlamak için en önemli şey motivasyon, yapmak istemek, yapmak zorunda olmak yetmiyor. […]