Nerede kalmıştık?

Temmuz akşamı T’nin annesinin evinden dönerken arabada bilindik manzaralara bakmaktan başka alternatifim yoktu, eve giderken yol boyunca midemin bulanmasına aldırış etmeden yeni alacağım kıyafetlere bakmaktan telefonumun şarjı bitmişti çünkü. Kavşağa girmeden önce yolun kenarından biraz ileride yükselen dumanı bir süre takip etmiştim ve Portekizlilerin kim bilir yine ne yaktıklarını düşünmüştüm. Eve gelince hemen buzlu soğuk […]

Neden yazıyorum?

Öğleden sonra meydanı hızlı hızlı yürüyerek geçtim. Tanıdık sesler, simitçiler ve öğrenciler vardı. Bir hikaye anlatabilmek için gördüklerinden fazlasına ihtiyacın var dedi. Dedim. Bir ses ile konuşuyordum kafamda. Bana her zaman bir şeyler söyleyen bir ses. Hangimiz haklıydık hiç bilmiyorum. Köşedeki fırına uğrayıp taze olmadığına emin olduğum keklerden aldım. Her şey taze ve güzel görünüyordu. […]

Anne,

Ben seni anne olmadan önce anladım anne. Biraz önce konuştuk seninle. Kapattım telefonu, canım sıkıldı biraz ama aldırmadım, keşke düşündüğüm kadar hızlı yazabilsem, yukarı gidip tuvaletimi yaptım. Aslında vazgeçmiştim ama fasülyeleri kavurmaya başladım. Seni düşünerek. Bir an düşündüm, gecenin bir körü fasülye kavuruyorum, eğer yanımda biri olsaydı, yani Tiago yukarıda uyumuyor olsaydı, ona da tattırıdım, […]

Evet, ben bir Murakami hayranıyım.

Lütfen bu yazıyı Peter, Paul and Mary’den Don’t think twice, It’s all right dinleyerek okuyun. Kişisel olarak, kendimi hayran olarak adlandırmak istemem ama öyleyim galiba. Genç kızların sevdiği şarkıcıların posterlerini odasına asması gibi, Murakami’nin çekilmiş bir portresini salonuma asabilirim. (Ergenlik yıllarımda, sıkı bir İlhan Mansız hayranıydım) Kaç günüdür kafamda bir Murakami yazısı yazmak var. Herhalde […]

Lizbon

” Lizbon’da bazı küçük lokantalarda ve bistrolarda, giriş katında eli yüzü düzgün bir salon, onun üstünde de bir asmakat bulunur. Asmakatların, demiryolunun geçmediği küçük şehirlerdeki lokantaları anımsatan, ağır, ev havasında bir rahatlığı vardır. Pazar günleri dışında pek kimsenin uğramadığı bu yerlerde çoğu zaman epey tuhaf tiplere, hayatın bir köşeye ittiği, hiçbir ilginç tarafı olmayan insanlara […]

”Berlin Tam Bir Saçmalık” 2

berlin blog

Berlin’den ucuza aldığım filmlerin çoğunu da Berlin’de harcadım. Bunlar tab ettirdiklerimden bazıları. Bu arada gezegenler yer değiştirdi, dünyada yangınlar, felaketler, okyanusun kenarından yürüyünce sertleşen rüzgarlar çıktı, mümkün olduğunca kalabalık akşam yemekleri yemeye, kendimi dinlemeye, korkuları uzak tutmaya, bol bol yüzmeye çalıştım. Sakin kalınca, evrenin de sizi dinlemeye başladığını fark ediyorsunuz. Bundan iki hafta önce, kanlı […]

”Berlin Tam Bir Saçmalık”

Berlin’e gidip gitmemeyi birçok kez düşündüm. Önümde bir fırsat vardı, biricik kuzenim bir süreliğine oraya yerleşmişti, birlikte vakit geçirebilir, şehri yavaşca gezebilirdim ama uçak bileti fiyatları gözüme fazla göründü. Portekiz’de avrupanın bir ucu sonuçta. Her yere o kadar da kolayca gidemiyorsun. Bir süre biletlere baktım, sonra uygun bir şey buldum. İki, üç hafta öncesinden sanıyorum, […]

Tanıştığımıza memnun oldum Archie.

Aklınıza saplanıp kalmış öyküler vardır, cümleler, kitapların bazı anları, belli belirsiz yarattığı his, duygu, kırılmışlık, penceremizi tıklatan hüzünler dediği gibi Cortazar’ın. Karakterlerin hayatı, kafanızda hayal ettiğiniz, resmini oluşturduğunuz hayatları, kıyafetleri, detayları, sözgelimi Mr. Dalloway’un arkadaşına rastladığı caddenin ayrıntıları, Simenon’un kanaldaki evi, şimdi artık adını çoktan unuttuğunuz kitaptaki köpeğin adını, kitaplar size gerçekten bir şey hissettirir. […]

Malta

blue lagoon comino island malta ada gezi rehberi blog blogger

Bana yıllarca yağmış gibi gelen yağmurlardan, uzun ve kasvetli bir kıştan, yok yok bir süre bir yere gitmem ben galiba dedikten hemen sonra ablam onunla Malta’ya gidip gitmeyeceğimi sordu. Almanya aktarmalı Malta uçuşumu havaalanında uyuyarak geçirmeyi planlarken, Baden Havaalanı’nın son uçuştan sonra kapandığını öğrenmemle birlikte 7 saatlik gece aktarmalı uçuşumun 6 saatini havaalanının karşısında bulduğum […]

9 Şubat – 13 Nisan Çizimleri

drawing çizim watercolour urban sketchers probisnaz blog bloggers çizim suluboya defter

Defterin markasını hatırlamıyorum ama biraz pahalı bir defter. Suluboyaya dayanıklı, formatı biraz daha farklı olan her defterin fiyatı biraz daha yüksek oluyor. Artık biraz daha güven kazandığımı düşünerek bu defteri almak istedim. Ama o gramajı yüksek suluboya sayfaları, bembeyaz bana bakarken kötü bir şey çizmekten korktum. O ilk başlarda bahsettiğim ‘deftere saygıyı kaybetmek’ çok kolay […]